19 Mayıs 2024 Pazar

Trajikomik Gerçekler

Matematiksel olarak çok basit olan bir denklemin çözümünün, mental olarak çok zor olması hayret verici.
Bahsettiğim durum, insan içeren problemlerin ne kadar karmaşıklaştığının bendeki dışa vurumu. Aslında mantık çerçevesine oturtulduğunda saniyeler içinde net bir sonuç elde edilen bir sorunun, sırf insanların genel davranış algıları nedeniyle bırakın sorun oluşturmayı; insanlar arasında uzun süren tartışmalara, kavgalara, ayrılıklara, kan davalarına, aileler hatta ülkeler arasında çatışmalara, savaşlara neden olması çok trajikomik bir durum.
Üniversite zamanlarımda bir arkadaşımla benzer bir konu üzerine konuşurken anlattığı şu hikaye hem bu konuya çok güzel bir örnek, hem de bu trajikomikliği tüm çıplaklığıyla gözümüzün önüne seriyor.
Arkadaşımın babası ekim biçim işleriyle ilgili konuşurken, arkadaşım babasının sürekli borca girdiğini, işin içinde bir gariplik olduğunu fark ediyor. Sonrasında oturuyor başlıyor hesap kitap yapmaya. Sulama maliyetleri, gübre parası, yakıt, tohum, ilaç vs. derken tüm harcamaları yazıyor. Diğer tarafta hasat sonu ele geçen tüm kazanç. Sonuç zarar.
Geçiyor babasının karşısına, başlıyor masrafları saymaya. Doğru mu, doğru. Kazancın şu kadar para doğru mu, o da doğru. Eee sonuç olarak sen zarardasın. Yani? Yani hiç kılını kıpırdatmadan yerinde otursan, daha karlı olacaksın.
Cevap: Sen ne anlarsın ekmekten biçmekten hesap kitaptan. (Bunu dediği arkadaş iktisat mezunu)
Konu kapanıyor.
Bir tarafta basit bir matematik hesabı, diğer tarafta yılların getirdiği geleneksel alışkanlıklar ve dayatmalar. Tabii ki yine aslında çok bariz bir şekilde ortada olan fakat insanların kabul etmediği "el alem ne der" korkusu. O adam ekip biçmese kınayacaklar çünkü, ağırına gidecek. Sırf bu yüzden bile zararına işi yapmayı göze alacak.
En başta da dediğim gibi ne kadar trajikomik. Sen kalk hayatını kendi ailene indirge, para korumayı, tasarrufu çaycıdan gelen çayın kenarına konulan şekere kadar ajite hale getir, sonra da kalk el alem ne der pahasına hepsinden feragat et.
Akıl tutulmasının nirvanasındayız gerçekten.

20 Nisan 2024 Cumartesi

Gerizekalı Instagram

Yakın zamanda kişisel instagram hesabımda bir hikaye paylaşmıştım. Öncelikle hikayeyi paylaşma sebebimden bahsedeyim. Instagramda dolaşırken reklam içerikleri çıkabiliyor biliyorsunuz. Fakat bu reklamlar her zaman global veya ulusal firmaların veya satıcıların reklamları olmuyor. Küçük bir ilçedeki küçük bir işletmenin reklamı karşımıza çıkabiliyor. Ben buna tepki gösteriyorum. Tepki göstermemin sebebi kişisel bir rahatsızlığım değildi ilk zamanlarda. Örnek veriyorum bu kişi günde 30 müşteri alıyorsa o kadar müşteriden 300 lira kar alıyorsa bu işletmenin 5000 TL harcayıp Türkiye geneli bir reklam vermesi matematiksel olarak mantıklı değildir. Dışarıdan gelen müşteri beklentisi için öncelikle satıcının belli kaygılarından kurtulmuş olması gerekir.
Üstelik ben o hikayeyi paylaştıktan sonra reklam gösteriminde çılgın bir artış oldu. Ben de benimle alakasız bir konumdaki bir gıda dükkanı reklamı gördüğüm anda o hesabı engellemeye başladım.
Fakat gerizekalı instagram algoritması henüz durumun farkında değil.
Allah sonumuzu hayır etsin.

17 Nisan 2024 Çarşamba

Ne Diyeceğimi Bilemiyorum

Uzun süredir düşüncelerimi yazıya dökmüyorum. Ne zaman yazmaya çalışsam da üşendiğimi düşünüp aslında korkup vazgeçtim. Çünkü sanki yazmaya çalışırsam yazıdan ziyade fiziksel bir durum yaşayıp simsiyah bir şey kusacağım gibi hissettim.
Ne kadar dolu olduğumu anlatacak kelime bulamıyorum. İnsanlardan nefret ediyorum. Nefret etmemin sebebi bana zarar veriyor olmaları değil. Kendilerine verdikleri zarar. Çocuklarına verdikleri zarar. Dünyaya verdikleri zarar. Biz sapiensler olarak dünyaya yayılmış bir virüsüz. Kendimize en büyük kötülüğü biz yapıyoruz. Üstüne üstlük buna da bahane bulmakta çok iyiyiz. Bunun üzerine uzun uzun düşünmemiz gerekiyor...