Selam okuyucu,
Uzun süredir buralarda yokum biliyorum. İnan seni çok düşünür oldum, içim içimi yiyor ama yazıya dökemiyorum. Bunalıyorum, sıkılıyorum nereden başlayacağımı bilemiyorum.
Çünkü şurdan uzak kaldığım zaman içinde, belki daha önce de seninle üzerine konuştuğumuz, belki de tozlu raflarda uzun süredir bekleyen mevzular birer birer serildi önüme.
Belli ki bunlardan bahsetmek lazım.
İnsanlar ne olduğunu unutmuş okuyucu, şimdi unutturuldu, şöyle oldu, böyle yapıldı mevzusuna girmeyeceğim sana karşı buna başka bir zaman değiniriz yine birlikte.
Bugün değinmek istediğim insanların göz göre göre bunu yapmaları. Peki neden? Her zaman bahsettiğimiz mevzu yine: Kibir, subjektif bakış açıları vs.
Peki neden objektif olmak bu kadar zor? Neden insanlar taraf tutmak zorundalar?
Bunu şöyle algılamanı istemem, elbette yaşantılar içinde tercihler yapılacaktır, insan aklı ve kalbi mutlaka bir tarafa yatkınlık hisseder bahsettiğim bu değil. Bahsettiğim insanın kendi içinde objektif olması.
Bu o kadar zor olmamalı bir insan için. Zor oluyorsa durup bir ne yaptığına bakmalı. "Ben ne yapıyorum?" demeli.
Sor bana: "Sen yaptın mı da bana soruyorsun?" de hakkın var. Sorduysan helal olsun. Adresini ver elini öpmeye geleyim :))
Ben yapmadım açıkçası, çünkü ben zaten bunun bir ürünüyüm. Burdan sonrasını dilersen benden değil de zihninde bana yer veren kişiden birlikte dinleyelim:
"İnsan her zaman olmasa da bazı zamanlarda olaylara objektif bakmakta sıkıntı çekebiliyor. Özellikle duygusal ağırlıklı durumlarda bu böyle. Benim de birçok insan gibi duygusal açıdan fazlasıyla hassaslaştığım dönemler oldu. Şizofren işi gibi gelse de böyle zamanlarda insan, kendine uzaktan başka birisinin gözünden bakabilmeyi fazlasıyla diliyor. Ben de bir kişi hayal ettim. Belki hiçbir zaman ete kemiğe bürünemeyecek fakat benim için anlam ifade edecek biri. Khantura, böyle doğdu. Belki o bile bazı insanlara fazlasıyla subjektif gelecektir ama en azından benim açımdan bazı gerçekleri gayet net bir şekilde açığa vurabiliyor. Bana "Vay be gerçekten de öyle dedirtebiliyor. Evet, Khantura bana: "Ben ne yapıyorum?" sorusunu sordurtuyor. Bu konuda bu fikri bulabilmiş olmamdan ötürü kendime ve bana yol göstermesinden ötürü Khantura'ya minnettarım."
Neden insanın kendini sorgulamasına değindim peki? Eğer insanlar sürekli kendilerini sorgulayıp çevrelerinde olup bitenlere göz yumsalardı, bu kez çevrenize bir bakın ne olup bitiyor diyecektim. Demek ki şimdi bu durumun tam tersi bir durum var.
İnsanımız eleştirir olmuş, kendinden başka herkesi hem de. Bir mevzu ona yanlış anlatılmıştır, o asla yanlış anlamaz. Bir mevzuda o doğru bilir, asla hata yapmaz. Eğer onun odak olduğunu düşünmesini sağlayacak bir durum varsa, kesin ona ithafen yazılır. Birinin morali bozulsa bile kesin onun yüzünden bozulur. Kimsenin ondan başka derdi tasası olmaz.
Geçen buna dair birkaç satır da paylaşmıştım. Şimdi de sana ileteyim:
İnsanlık tarihi için kısa sayılabilecek bir süre önce dünyanın yuvarlak olduğunu, evrenin merkezinde bulunmadığını söyleyen insanlar, insanoğlu tarafından suçlanarak idama mahkum edildi. Çünkü kimse hata yaptığına, evrenin kendi çevresinde dönmediğine inanmak istemez.
Neyse okuyucum seni daha fazla yormayayım şimdilik sen zaten anlıyorsun benim ne demek istediğimi her zaman. Ama bir gün gelir de sen de bahsettiğimiz hatalara düşmeye meyledersen inşallah, o zaman sana bir nebze yardımcı olabilmiş olduğumu sen de ben de hissederiz.
Sevgilerimle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder