İnsanoğlu
olarak gerçekten çok cüretkarız. Tarih söylüyor bunu. Diyor ki bize:
"Bugüne kadar çok fazla şey iddia ettiniz. Ama hepsi boşa çıktı. Onun için
daha fazla çabalamayın bazı şeyler için."
Örneklerim biraz rutin olacak ama varacağım nokta bence okuyucularımın bi
kısmının hoşuna gitmeyecek. İnsanoğlu bu zamana kadar kendi idrak sınırlarının
dışında olan her şeye bi kılıf buldu. Buna yıldırım savuran Zeus, Bereket
dağıtan Budizm Tanrıları, güneşi doğurup batıran Ra gibi örnekler
gösterilebilir.
Yine aynı idrak dünyaya düz, evrenin merkezine dünya, evrene sabit büyüklükte
dedi. Hatta şu anda da bunların içinden bazı şeylere hâlâ inananlar vardır.
Patent Enstitüsü de zamanında: "İcat edilecek şeyler icat edildi. Yeni bi
şey bulunamaz.” demişti.; "Televizyon ilginç bir şey ama insanların buna
saatlerce bakacağına inanmiyorum." Diyenler de olmuştu. Ama hepsine cevabı
yine zaman verdi.
Şimdi ben inancım gereği bi kaç örnek vericem ve bu bi başkasının ağzından
olacak: "Bu sipsinin bile bi tasarımcısı var, evren nasıl yaratıcısız
olur." diyor arkadaş dalga geçerek. Neden peki?
Ben şuna inanıyorum. Bazı insanlar bunu okuduklarında zırnık etkilenmeyecekler.
Hatta nefret duyacaklar bana karşı. Ama bu insanlardan bi kısmı yıllarca
içlerindeki o incecik ipliğin nereye vardığını bulamayacaklar, ararken tavşan
deliğinde kaybolacaklar. Hatta son noktada bazı insanlar bu boşluğun nereye
varacağını bulmak için "ölmeyi" deneyecekler. Ama aslında o kadar
uzaklara gitmeye hiç gerek yok. Hani her yerde aradığın o anahtar aslında
çalışma masanın üstündedir ya. Cevap da o öyle. Önünde duruyor aslında. Hatta
önünde de değil. İki gözünün tam üstünde, hipotalamusun önünde, nöronların
arasında kıvranıyor. Hatta İslam dini üzere olanların söylediği gibi "Şah
damarlarımızdan daha yakın" bizlere. Bunun doğruluğu insanlar nezlinde
tartışılır tabii ki. Ama ben insanlardan uzakta çok derinlerde asıl gerçeğin
barındığına inananlardanım.
Çok uzakta dediğime bakmayın sakın. Bazı beyinler o uzakları yakın edip gerçeği
tam da buraya dünyaya getirebiliyolar. Yeni doğmuş bir çocuğun çevresine
saçtığı mutluluğu yaşatıyor onlara.
Peki Khan neden bu kadar karmaşık bu gerçeklik derseniz, kuantumcular çok güzel
bir itirafta bulunuyorlar bu konuda: "Şimdi, şu zamana kadar gerçek
olduğuna inandığımız şey, gerçek olmadığını düşündüğümüz şeyden daha gerçek
değil" diyorlar :) Umarım anlatabilmişimdir derdimi. Sevgilerimle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder